KURBAN BAYRAMI KUTLAMASI

İstanbul, 23 Temmuz 2021

   Milletimiz İslâm Milleti’nin kurban bayramını kutluyoruz. Ramazan’da nefsini yoğun bir şekilde terbiye eden müslüman, hâc ve kurban vazifesini yerine getirirken, kişiliğinin bu kez daha çok toplum yanını geliştirir ve bütünler. Mümin, sürekli bir diriliş ruhunu taşıyarak, coğrafya ve tarih içinde de şuurunu keskinleştirecektir.

   Mekke ve Medine’de buluşan müminler, Kâbe’yi tavaf, İslâm’ın doğup geliştiği bu kutlu yerleri ziyaret ederek İslâm Ülkesi ve Medeniyetinin sahipliğini içselleştireceklerdir.

   Geçmişte, Doğu ve Batı, imparatorluk olarak anılan büyük devletlerce yönetildi. Çin, Mısır, Roma gibi. Bunlara karşı, müminler, Hazreti Süleyman zamanında en güçlü dönemini yaşayan bir devletle bağımsızlıklarını korudukları gibi, daha sonra da, Peygamber Efendimizin kurduğu, hâlifelerinin devam ettirdiği, milâdi 1918 yılına kadar sürüp gelen büyük devletlerle esarete düşmemişler, kendi hayat ve varlıklarını korumuşlardır.

   Fakat İslâm dünyası, yüz yılı aşkın bir zamandır dağınık ve sahipsizdirler. Her türlü saldırıya uğramışlar, başlarına gelmeyen felâket kalmamıştır. Halen, en acı şekilde, istilâ, işgal, yakıp yıkma, yok etme, çökertme saldırılarıyla boğuşup durmaktadırlar.

   Yetmiş yıldır, yazılarımızla, konuşmalarımızla, bildirilerimizle, her türlü faaliyetlerimizle, müslümanların birliklerini kurmaları gerektiğini, başka bir çözüm, seçenek ve çare olmadığını, anlatmaya çalışıyoruz. En son 15 Mayıs 2021 tarihli parti bildirimiz, teferruatlı bir şekilde, mevcut kuruluşların çalıştırılarak sonuç alınması yol ve yöntemini göstermiştir.

   Bugün, 57 devletin birliği olan İSLÂM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLÂTI’nı, kendi düşünce, inanç ve isimlendirmelerimizle, bir nevi İSLÂM BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TOPLULUĞU, 10 devletin kurduğu EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLÂTI’nı da, bir nevi İSLÂM GÜVENLİK KONSEYİ, gücü yapmalıyız. Elbette bugünkü statüleriyle değil, değişmiş tüzük ve programlarıyla. Unutmayalım ki, BAĞDAT PAKTI’nı küçülte küçülte önce CENTO, sonra RCD, daha sonra da ECO yapmışlardı. Şimdi sadece ekonomik bir birlik olan teşekkülü, dediğimiz gibi askerî ve siyasî bir güç haline getirmek gerekmektedir.

   Böylece, Doğu ve Batı arasında, dünyanın orta kesiminde, insanlık için kalıcı bir barış ve güvenlik gücü doğmuş olacaktır. Müslümanlar, kendilerini doğudan, batıdan, kuzeyden gelen tasallutlardan kurtaracakları gibi, insanlığın felâketi olacak olan korkunç Doğu-Batı nükleer savaşını da önlemiş olacaklardır. Müslümanların dirilip, geçmişte olduğu gibi birliklerini kurup, kendi güvenliklerini ve onunla birlikte dünya sulhünü de teminat altına almadıkları takdirde insanlık için büyük tehlike mevcut olacaktır. Batı ile Doğu arasında çıkacak bir savaş, insanlığı yeniden taş devrine döndürecektir. Taş üstünde taş kalmayacaktır. Bugün, batıdaki ve doğudaki büyük devletleri yöneten gizli-açık güçlerde sağduyudan, temkinden eser bulunmadığından, geleceği karartan bir görünüş, insanları umutsuzluğa düşürmektedir.

   Umut, islâm’da ve uyanıp dirilirsek, biz müslümanlardadır.

   Hâccımız ve kurbanlarımızla, inancımızla, ibadetlerimiz ve ahlâkımızla, üstün bilinç, köklü düşünce ve doğurgan atılımlarımızla islâm’ın yeniden dirilişini gerçekleştirecek yeni bir çağ açmalıyız.

   Bu umutla, milletimizin kurban bayramını kutluyor, ahirete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anıyor, hayatta olanlarımıza sağlık ve iyilikler bahşetmesini,  hâc ve kurbanlarımızın kabul edilmesini,  dirilişe, kurtuluşa ermemizi Allah’tan diliyoruz.

 

YÜCE DİRİLİŞ PARTİSİ

GENEL BAŞKANI

A. Sezai KARAKOÇ